Ersan Şen Hukuk ve Danışmanlık
Savunmada kullanılan kişisel veri niteliğindeki bilgi ve belgelerin “savunma dokunulmazlığı” kapsamında değerlendirileceği, diğer bir ifadeyle, bireyin kişisel verisinin korunmasını isteme hakkı ile savunma hakkının çatıştığı tartışmaların odağını oluşturmaktadır. Kanaatimizce; hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilen kişisel verilerin, savunmada herhangi bir yaptırıma tabi tutulmaksızın, özgürce kullanılabilmesi savunma dokunulmazlığının gereğidir. FETÖ/PDY’nin gizli haberleşme ağı olarak kabul edilen ve mahkumiyet kararlarında yegane veya belirleyici delil niteliği taşıyan ByLock haberleşme sistemine dayalı mahkumiyet kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruların sonuçları ve özellikle gerekçeli kararları beklenmekte idi. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, ByLock’a dayalı mahkumiyet kararlarının hak ihlaline sebebiyet verdiği iddiasıyla yapılan başvurular hakkında kararını verdi. Genel Kurul; Esra Saraç Arslan’ın başvurusu yönünden dürüst yargılanma hakkının ihlaline, Özlem Yıldırım’ın başvurusu hakkında ise açıkça dayanaktan yoksunluk nedeniyle kabul edilemezlik kararı verdi. Bu arada; İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Genel Kurulu da ByLock’un mahkumiyet kararında delil olarak kullanıldığı Yüksel Yalçınkaya başvurusunun duruşmasını yaptı ve dosyayı karar için incelemeye aldı. Adli kontrol müessesesi 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) m.109 ve devamında düzenlenmiştir. CMK m.109/1’e göre, “Bir suç sebebiyle yürütülen soruşturmada, 100’üncü maddede belirtilen tutuklama sebeplerinin varlığı halinde, şüphelinin tutuklanması yerine adli kontrol altına alınmasına karar verilebilir”. Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, adli kontrol tedbiri tutuklamaya alternatif ve öncelikle uygulanması gereken bir koruma tedbiridir.
Bu tanıma göre fail, gerçekleştirmek istediği neticeye yönelik iradesini ortaya koymuş ve bu netice için gerekli hareketleri de icra etmeye başlamıştır. Suçun özel bir görünümü olan teşebbüs; cezasızlık sebebi olarak değil, yalnızca indirim sebebi olarak düzenlenmiştir. Kanunun hiçbir yerinde, kovuşturma aşamasında ve bu aşamaya dahilinde tartışma bulunmayan olağan kanun yollarında geçen sürelerin tutukluluktan sayılmayacağına dair bir ibare yoktur. Bu nedenle; kovuşturma aşamasında tutukluluktan sayılmayan süreler, “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı Anayasa m.13’e ve “Kişi hürriyeti ve güvenliği” başlıklı m.19’a açıkça aykırıdır. Anayasanın “Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma” başlıklı 68. Uygulamada; kişiler hakkında uygulanan tutuklama tedbirine son verildikten sonra aynı tutuklama sebebi esas alınarak ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tutuklama nedenleri” başlıklı 100. Maddesinde öngörülen şartlar sağlanmadan ikinci kez tutuklama tedbiri tatbik edildiği görülmektedir ki, “ikiz tutuklama” adı ile de bilinen bu uygulama “hukuk güvenliği” ilkesine aykırılığa ve hukuka duyulan güvenin toplumda zayıflamasına yol açmaktadır. Yağma suçu, mülkiyet hakkının Ceza Hukuku yoluyla korunması bakımından önemli bir suç tipidir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.148’de düzenlenen bu suç , farklı suç tiplerini ihtiva etmesi yönüyle bileşik suçtur. Bu nedenle, mağdurun cebir veya tehdit yoluyla malı teslime ya da karşı koymamaya mecbur edilmesi halinde suç oluşacak (m.148/1) ve fail gerçekleştirdiği cebirden veya tehditten dolayı ayrıca cezalandırılmayacaktır\. Müşteri hizmetlerimizle 7/24 canlı sohbet üzerinden iletişime geçin. paribahis\. Marka hakkına tecavüz; başta 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5833 sayılı Kanunun 2.
Şüpheli veya sanığın vücudundan saç, tükürük ve tırnakgibi örnekler alınabilmesine Cumhuriyet savcısı da karar verebilir. Cumhuriyetsavcısının kararı, yirmidört saat içinde hâkim veya mahkemenin onayına sunulur.Hâkim veya mahkeme, yirmidört saat içinde kararını verir. Onaylanmayan kararlarhükümsüz kalır ve elde edilen deliller kullanılamaz. — (1) Bilirkişiler, il adlî yargı adalet komisyonları tarafından heryıl düzenlenen bir listede yer alan gerçek veya tüzel kişiler arasındanseçilirler. Cumhuriyet savcıları ve hâkimler, yalnız bulundukları il bakımındanyapılmış listelerden değil, diğer illerde oluşturulmuş listelerden de bilirkişiseçebilirler. Bu listelerin düzenlenmesine veya listelerde yer verilenlerinçıkarılmalarına ilişkin esas ve usuller, yönetmelikte gösterilir. — (1) Yetkili hâkim veya mahkeme, hukukî veya fiilî sebeplerle göreviniyerine getiremeyecek hâlde bulunursa; yüksek görevli mahkeme, davanın başkayerde bulunan aynı derecede bir mahkemeye nakline karar verir. (4) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçundaeser, mağdurun yerleşim yerinde veya oturduğu yerde dağıtılmışsa, o yermahkemesi de yetkilidir. Mağdur, suçun işlendiği yer dışında tutuklu veyahükümlü bulunuyorsa, o yer mahkemesi de yetkilidir.
Buna karşılık disiplin tecavüzleri askeri disiplin ve terbiyeyi bozan ve fakat hiçbir ceza kanununun hiçbir maddesinde yazılı bulunmayan hareketlerdir. Dolayısıyla, disiplin kabahatlerinin nelerden ibaret olduğu AsCK’da düzenlendiği halde, disiplin tecavüzleri hiçbir ceza içeren kanunda düzenlenmemiştir. Görüldüğü üzere disiplin kabahatleri disiplin suçlarının kanunla düzenlenmesi ilkesine uygun iken disiplin tecavüzleri bu ilkeye ters düşmektedir[89]. (7) İftira sonucunda mağdurhakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; iftiraeden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Denetim görevini ihmalederek, zimmet veya irtikâp suçunun işlenmesine imkân sağlayan kamu görevlisi,üç aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (3) İkinci fıkrada tanımlanansuçun kişinin hatasından yararlanarak işlenmiş olması hâlinde, bir yıldan üçyıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (2) İdaresi altında bulunan veyabüyütmek, okutmak, bakmak, muhafaza etmek veya bir meslek veya sanat öğretmekleyükümlü olduğu kişi üzerinde, sahibi bulunduğu terbiye hakkından doğan disiplinyetkisini kötüye kullanan kişiye, bir yıla kadar hapis cezası verilir. (5) Üç ve dördüncü fıkralardakiürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasınaaracılık eden ya da çocukların görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayankişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ilecezalandırılır. (2) Gerçeğe aykırı belgedüzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleğimensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenenbelgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerinzararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması hâlinde, resmî belgede sahtecilikhükümlerine göre cezaya hükmolunur.
- Diğer ceza mahkemelerinin görevli olmadığı tüm dava ve işlere asliye ceza mahkemesi bakmakla görevlidir.
- Maddesine göre; “Fail yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin varlığı halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine, yirmi beş yıl hapis cezası verilir.
Buna göre yasada düzenlenmiş hali ile önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatını müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisna getirilebileceği belirtilmiştir. AİHS yürürlüğe girdikten sonra gelişen yeni durumlara göre kabul edilen ek protokoller ile hakların sınırları genişletilmeye çalışılmıştır. 18 Mayıs 1954’ de yürürlüğe giren 1 no’lu ek protokolde mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Maddesinde her gerçek ve tüzel kişinin maliki olduğu şeyleri barışçıl bir biçimde kullanma hakkına sahip olduğu, kamu yararı gerektirmedikçe ve uluslararası hukukun genel ilkeleri ile hukukun aradığı koşullara uymadıkça hiç kimsenin mülkiyetinden yoksun bırakılamayacağı belirtilmiş, 2. Fıkrasında mülkiyetin genel yarara uygun olarak kullanılmasının denetime alınması, vergiler ile diğer harç veya cezaların ödenmesini sağlamak için devletin gerekli gördüğü yasaları yürürlüğe koyma yetkisini ortadan kaldırmayacağı durumları düzenlenmiş, bu şekilde AİHS Düzenlenmeyen ekonomik ve sosyal haklardan olan mülkiyet hakkı da koruma altına alınmıştır. Fıkrasında; “Bir disiplin cezasından dolayı şikâyet, ceza verilen asker kişi tarafından veya kendisinin üstleri tarafından doğrudan doğruya yapılır” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Aynı şekilde, kışlalarda mesainin bitmesinden yeni mesai başlayana kadar nöbetçi amiri kışladaki tüm nöbetçi subay, astsubay, sivil personel ile erbaş ve erlerin amiridir (İçHizY m.411/2). Üstlenilen görev nedeniyle amirlik, disiplin cezası verme yetkisini barındırmamaktadır. Bilindiği üzere disiplin cezaları disiplini bozan fiillere karşı öngörülen cezalardır. Cezalının ordudan ayrılması halinde evvelce verilmiş bulunan cezanın çektirilmesi veya tamamlattırılması disiplinin temini bakımından katkı sağlamayacaktır. Söz konusu madde bu ilkeden hareketle düzenlenmiştir[251].
Bu müddet cezanın tebliğinin ertesi gününde başlar.” hükmü bulunmaktadır. Bu düzenleme irdelendiğinde tüm disiplin cezalarını kapsamadığı görülmektedir. Maddede sadece disiplin kabahatlerinden dolayı verilen hapis cezaları (göz hapsi ve oda hapsi) ile ilgili infaz zamanaşımını düzenlendiği, disiplin tecavüzleriyle ilgili verilen hapis cezaları için ve ayrıca hapis cezaları dışındaki cezaların infaz zamanaşımı süreleriyle ilgili bir düzenlemenin yer almadığı anlaşılmaktadır. “Resmi üniforma ile genelevlere, kumarhanelere, meyhanelere, barlara ve girilmesi garnizon komutanlıklarınca yasaklı başka yerlere girenler veya sarhoşluğu gizlenmeyecek derecede olanlar 7 günden 1 aya kadar oda veya göz hapsi cezası ile cezalandırılırlar. Sarhoşluk fiili görev sırasında işlenmiş ise verilecek ceza 15 günden 2 aya kadar oda veya göz hapsidir” (477 SK m.58). Disiplin suçlarında, disiplin kabahatlerinde olduğu gibi amirin cezalandırma zorunluluğu bulunmaktadır. Disiplin tecavüzlerinde olduğu gibi amirin affetme yetkisi yoktur. 477 SK’da düzenlenen disiplin suçlarının, mutlaka disiplin mahkemelerince cezalandırılması gerekli değildir. Maddesine bağlı cetvelde tanınan yetki içinde faile oda veya göz hapsi cezası verebileceği gibi, dilerse suç dosyası hazırlayarak teşkilatında disiplin mahkemesi kurulan komutanlığa gönderir (477 SK m.14). Maddesindeki düzenleme nedeniyle “disiplin tecavüzü” adı altında sınırları ve unsurları belli olmayan bir disiplin suç kategorisi yaratılmıştır[73].
Maddeleri ile düzenlenen 61 ve 61/A maddelerinde , şu an ise 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29 ve 30. Cezai hükümleri içeren bu düzenlemelerin her ikisinde de yaptırım şikayet şartına bağlanmıştır, yani ilgili kişinin şikayeti olmadan, soruşturma başlatılamayacak veya şikayetin geri alınması halinde, kovuşturma evresine geçilmiş olsa da kişi cezalandırılamayacaktır. Maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçunun, TCK m.82/1’in (a) bendinde öngörülen nitelikli hallerinden birisi olan, öldürme fiilinin tasarlayarak işlenmesinden ne anlaşılması gerektiği, kusurluluğu etkileyen nedenlerden olan haksız tahrik hükümlerinin tasarlayarak öldürme suçunda uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilecektir. Esas itibariyle; “tasarlama”, bilerek ve isteyerek, yani kasten insan öldürme suçunda kastın en yoğunlaşmış hali olduğundan, tasarlayarak (insan) öldürme suçu denilmesi yeterli olmakla birlikte, “kasten (insan) öldürme suçunun tasarlayarak işlenmesi” nitelendirmesi de kullanılabilir. Maddenin ilk fıkrasında kara para aklama suçu seçimlik hareketli düzenlenirken, 2009 yılında suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini kabul suçu m.282’ye 2. Cumhuriyet savcısının CMK m.103/2’ye göre re’sen adli kontrolü veya tutuklamayı kaldırma yetkisi vardır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararında şüpheli zaten serbest kalır, ancak 103. Fıkrasında Cumhuriyet savcısının, şüphelinin adli kontrol altına alınarak serbest bırakılması sulh ceza hakiminden isteyebilme yetkisi varken, hakkında tutuklama kararı verilmiş şüpheli ve müdafinin de aynı istemde bulunabileceği belirtilmiştir. Maddesinde düzenlenen daha sonradan mülga olan ve 6706 sayılı Kanuna eklenen 11. Maddenin Türk vatandaşları için ne koşullar getirdiği ele alınmıştır.
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde tamamlanan soruşturma dosyası karar verilmek üzere 15 gün içinde disiplin kuruluna tevdi edilir. Disiplin kurulları dosyayı aldıkları tarihten itibaren 30 gün içinde karar vermek zorundadır. Kurul karar aldıktan sonra atamaya yetkili amir tarafından ceza verilir[374]. Uyarma ve kınama cezalarına karşı yapılan itirazlar ile ilgili işlerde ise, itiraz dilekçesi ile cezaya ilişkin karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde karar vermeleri gerekmektedir. 1964 tarihli 477 SK’nun yürürlüğe girmesine kadar tüm disiplin suçlarına AsCK’nın hükümleri uygulanmış, disiplin cezaları konusunda AsCK’da 2000 yılına kadar önemli bir değişiklik yapılmamıştır. 4551 SK’la yapılan değişiklik[236] öncesi AsCK’da yer alan disiplin cezaları; “tevbih”, “şiddetli tevbih”, “maaş katı”, “göz hapsi”, “oda hapsi”, “sıra harici hizmet”, “izinsizlik”, “katıksız hapis”[237] olarak belirlenmişti. 4551 SK’la yapılan değişiklik sonrası disiplin cezaları; “uyarı”, “aylık kesilmesi”, “izinsizlik”, “sıra harici hizmet”, “göz hapsi”, “oda hapsi” ve “rütbenin geri alınması” olarak yeniden düzenlenmiştir[238]. Türk Silahlı Kuvvetleri, sayısal mevcudu itibariyle NATO ülkeleri içerisinde ikinci büyük ordudur.